9 Aralık 2012 Pazar

Herşeyin hayırla yaratıldığını bilen insan çevresine karşı her zaman sevgi doludur




Herşeyde hayır gören, zorluk ve sıkıntıların Allah'tan olduğunu bilen ve bunları sevinçle karşılayan bir insan, çevresine karşı da her zaman sevgi doludur. Yaşadığı hiçbir şey müminin itidalini, neşesini, dengesini bozmadığı için, kendisine zorluk çıkaran, sıkıntı verici tavırlarda bulunan, kötü ahlak gösteren kimselere karşı dahi çok üstün bir sevgi derinliğiyle yaklaşır. Bu kişilere karşı kızgınlığa kapılıp Kuran ahlakından asla uzaklaşmaz. İnsanların yaptıkları hataları da Allah'ın yarattığını ve Allah'ın tüm bunları hayırla yarattığını bilir. Bu sebeple de insanlara karşı tavrında asla bir olumsuzluk görülmez. Tam tersine bu samimi iman gücünden dolayı çevresindeki insanlara karşı daima şefkatli, merhametli, affedici, alabildiğine sevgi dolu bir ahlak sergiler.

Kayıtsızlık Kötülerin İttifakının Güçlenmesine Yol Açar



Herhangi bir zulüm karşısında, iyilerden taraf olduğunu söyleyen bir insanın, zulmedenlere karşı elinden gelen her türlü desteği gücünün sonuna kadar vermesi gerekir. 
Bunun için yapması gereken ilk şey de, hangi tarafta olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktır. Çünkü sessiz kalan, karşı koymak için elindeki imkanları kullanmayan bir insanın samimiyetinden, dürüstlüğünden şüphe edilir. Şunu unutmamak gerekir ki kötülerin ittifakına destek olmak için mutlaka onların yanında olmak gerekmez. Onların yaptıklarına kayıtsız kalmak da dolaylı olarak onlara destek olmak anlamına gelir. 

 Allah Hud Suresi’nde insanları bu konuda, “Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur...” (Hud Suresi, 113) ayetiyle uyarmaktadır. Kayıtsız kalarak destek olmak da zulme eğilim göstermenin başka bir şeklidir. Bediüzzaman Said Nursi de eserlerinde bu gerçeğe dikkat çekmiştir:

 “Küfre rıza küfür olduğu gibi, dalalete (sapkınlığa), fıska (günaha), zulme rıza da fısktır (günahtır), zulümdür, dalalettir (sapkınlıktır).” (Emirdağ Lahikası, sf.145)

Şu halde bir insan eğer gerçekten vicdan sahibi ise iyilikten ve dürüstlükten yana tavrını açık ve net bir kararlılıkla ortaya koymalıdır. Aksi takdirde, yani çekimser ve duyarsız kaldığında, kötülerin tarafına geçmiş olur.

Allah'ın dostu olmak için bütün imtihan şartlarını teker teker aşmak gerekir

MÜMİN HER ŞARTTA NEŞELİ VE HUZURLUDUR

Picture-1-733121

Mümin, her koşulda Allah’a teslim olan bir ruhta yaşadığı için hadiste anlatıldığı gibi hayatının her anı güzellikle dolu olur. Sahip olduğu nimet dolayısıyla Allah’ı yüceltmek, O’na sevgisini sunmak müminin neşesine daha da bir coşku katar.Allah kendisine imtihan olarak bir zorluk yarattığında da bu coşkusunda hiçbir azalma olmaz. Bu sıradan bir insana çok şaşırtıcı gelebilir ama mümin bu tarz durumlarda da Allah’a şükreder. Hastalık, zor yaşam şartları, yoksulluk gibi zorluk gibi görünen zamanları mümin fırsat bilir ve yine coşkuyla Allah’a bağlılığını gösterir. Böyle zamanlarda mümimin sabrı tahammül şeklinde olmaz. Bilakis Allah, kendisine sabır göstermesi gereken bir durum yarattığı için bunun sevincini yaşar ve bir nimete kavuştuğunda duyduğu şekilde neşeli olur. Mümin zorlukların, çilenin imanını olgunlaştıracağını bildiği için bunları Allah’ın kendisine sunduğu bir nimet olarak değerlendirir. Dolayısıyla zahiri bir gözle bakıldığında sıkıntı gibi görünen olaylar aslında Allah’ı derin manada düşünebilen mümin için birer nimettir.