28 Ekim 2013 Pazartesi

İslam neden gerekli?

Her gün gazetelerde çok fazla adli vaka ya da toplumsal olay yer alıyor ki bunlar 
çoğu zaman okunup düşünülmeden üzerinden geçiliyor, çoğu zaman da birkaç 
yorum ile geçiştiriliyor. Aslında temeline indiğimizde hepsinin ortak bir sorundan, 
din ahlakının yaşanmamasından kaynaklandığını görüyoruz. Bu gerçeği dile 
getirdiğimizde bazı kişiler bize itiraz edebiliyor, “herşeyi dine bağlamak zorunda 
mısınız” gibi bir mantıkla karşı çıkmaya çalışabiliyorlar. Bu kişilere verilecek tek 
cevabımız var:
“Evet”. 

27 Ekim 2013 Pazar

Açlık sorunu ve kesin çözümü

Kendi Ülkesinde Felaket Bekleyenlere Hatırlatmalar

Oruç ibadetinin vesile olduğu güzellikler

Bu Dünya Cennet İçin Hazırlık Yeridir

Allah dünyadaki hayatımızı bize cenneti tanıtan bir numune olarak yaratmıştır. Dünyada cennet için eğitiliriz ve sonsuz yaşamımız için bize verilen süre boyunca hem hazırlık yapar hem de imtihan oluruz. 

Hayatını Allah rızasını kazanmak için çalışarak geçiren, bir Müslüman ise dünyadaki tüm güzelliklere layıktır. Her zaman çevresine de güzellik sunan bir insandır. 

Müslüman iltifatkar, gönül alan, ince düşünceli, klas, kaliteli ve görgülüdür. Olgundur, ileri demokrasiden ve alabildiğine özgürlüklerden yana olur.

Kimseye kendi ahlak anlayışını, yaşam şeklini dayatmaz, kimsenin inancına karışmaz çünkü dinimizde baskı ve zorlama olmadığını bilir.

Maddi ve manevi güzelliklerde en ileri noktanın hedeflenmesi ve yaşanması için dinimizi anlatır ama hiç kimseyi hiçbir konuda zorlamaz.

22 Ekim 2013 Salı

Her hareketimizi şuurlu yapmamız gerektiğini bize hatırlatan ayetler


Fussilet Suresi

41/20- Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.

41/21- Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Her şeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz."

41/22- "Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz."

Müslüman Kan Dökmez

Değerli okuyucularımız,
Bu yazımda sizlere çok önemli bir konudan, İslam’ın adını kullanarak kan döken, masum insanları katleden, kendilerini müslüman gibi göstererek ülkeleri sömüren kişilerin gerçek yüzlerinden, gizlemeye çalıştıkları asıl amaçlarından bahsetmek istiyorum.
Bazı kesimler, gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığı halde, müslümanları sözde kan dökücü ve zalim kişiler olarak lanse etme eğilimindeler. Bu gibi kişiler, çeşitli odaklar tarafından haksız yere İslam’a mal edilmeye çalışılan zulüm sistemini, kendilerince İslam aleyhine yorumlamaktadırlar.
Geçmişte zaruri olarak, Müslümanların kendilerini savunmak mecburiyetinde kaldıkları için yaşanmış savaşları örnek vererek, Kuran'da bildirilen İslam dinini, tamamen farklı bir görünüm altında sunmaya çalışmaktadırlar. Bu yaptıkları, hiçbir dayanağı olmayan, çok büyük bir iftiradır. Söz konusu kişiler, İslam dinini tanımamakta, İslam adına zulüm yapan kişilerin gerçek yüzünü bilmemekte ve söz konusu durumu akılcı ve sıhhatli değerlendirememektedirler.
Bu iddiayı ortaya atanlar, dünyada İslam adına terör estiren kişilerin Kuran’a uyan gerçek birer Müslüman olduklarını zannetmektedirler. Oysa onların İslam ile, Kuran ile hiçbir ilgileri yoktur. Bu kişilerin tamamı materyalist ve Darwinist eğitim görmüştür.

Sahur ve iftar saatlerinde yapılan beslenme hataları

<iframe width="640" height="360" src="//www.youtube.com/embed/M3EchdhFA5g" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>

20 Ekim 2013 Pazar

Müslümanlar Halimdir, Yumuşak Davranandır

Halim, yumuşak huylu kişiler için kullanılan bir ifadedir. Ancak “halim olmak” bazı kişiler tarafından “sessiz olma, hakkını aramaktan aciz olma” şeklinde oldukça yanlış bir biçimde algılanır. Bu nedenle yumuşak huylu olan bir kimsenin pasif, çekingen, ezik karakterli biri olduğu zannedilebilir. Ancak bu çok yanlış bir düşüncedir. Çünkü değerli peygamberlerimizin ve müminlerin sahip oldukları halim olma özelliği, iman edenlere ve mazlumlara karşı gösterilen şefkatli, merhametli ve ince düşünceli ahlakın kaynağıdır ve müminlerin genel özelliklerinden biridir.

Dünyada örneği görülmeyen bir toplum oluşturmak mümkün


Suriye’de yaşanan olaylara herkes karşı, savaşın durmasını herkes istiyor ama bazıları bunu isterken kendi çıkarlarına dokunmaması şartını koşuyor gibi görünüyor. Bu gibi kişilerin tavrı ve belki de uygulanan baskı yüzünden Suriyeli mülteci kardeşlerimizden bir bölümü ülkelerine dönmeyi tercih ettiler. Zulümden kaçmak için sığındıkları komşuları kendilerine saldırmaya başlayınca çareyi savaşın içindeki ülkelerine yani katliama, tecavüze, hakaretlere, şiddete geri dönme kararını almakta buldular.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Ramazan ayının ve oruç tutmanın faziletleri

Bir Tavsiye...

Ahir zamandayız ve öyle bir dönemdeyiz ki Allah yolunda yapılan her faaliyet çok önemli, herkesin harcadığı çaba çok çok kıymetli. Bu yüzden samimiyetle, birbiriyle uğraşmayı bırakarak tüm inananlar Allah için insanların imanına vesile olacak şekilde çalışmalı ki dünyadaki zulüm son bulsun, yeryüzüne adalet, sevgi, kardeşlik, barış hakim olsun inşaAllah.

  Nisa Suresi, 75- Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

Cahillik sergileyenler ile muhatap olmamak

Cahillerden yüz çevirmek


Gereksiz tartışmalardan kaçınmak önemli, iyi olanı görmeye öncelik vermek de önemli, olumsuzlukları dile getirmek de aynı şekilde çok ama çok önemli.

Bütün bunlar kargaşayı ortadan kaldıracak, insanların rahat etmesini, birlik ve beraberliği, toplumsal huzuru sağlayacak vesileler. Peki, şu anda bu ahlak ne derece yaşanıyor?

Şaşırtıcı şekilde bazı insanlar kolay olanı yani güzel ahlakı bırakıp, insanı bedenen ve ruhen ciddi bir gerilime sokan yıkıcı bir ahlakı yaşamaktan kaçınmayabiliyorlar. Üstelik kimi zaman bunu kendi sağlıklarını tehlikeye atarak yapıyorlar.

Televizyondaki tartışma programlarına çıkarak sorunlara çözüm için toplandıklarını iddia eden bazı kişilerin yaptıkları, aort damarları şişene kadar bağırıp çağırmak ve hemen hemen sadece tartışmaktan başka bir şey değil. Karşı fikri dinlemeye bile tahammül edemeyen bu kişilerin ürettikleri fikirler de genelde yapıcı olmaktan uzak.

15 Ekim 2013 Salı

MÜSLÜMANLARLA UĞRAŞMAYI BIRAKIN

EMİNE DENİZ TANIK'ın yazısı

www.haber2000.com
Sevgiyle ilgili birçok yazı okuyor olabilirsiniz ancak gerektiği gibi sevginin insanlar üzerindeki olumlu etkisini, sevgiyi yaşamanın, herkese Allah’ın tecellisi olarak sevgi duymanın önemini ve sevginin nasıl artırılacağını tam düşünmemiş olabilirsiniz.
Oysa insanların birbirini sevmemesi, birbirine güvenmemesi yani hüsn-ü zanla değil de sui zanla yaklaşması günümüzün en büyük sorunlarından birisidir. Güven olmadığında insanlar çekinir, tedirgin olur, birbirlerini tehdit olarak görürler. Tehlikeli gördükleri kişilere de tabi ki rahat davranamazlar. Bunun sonucunda gerginlik oluşur ki bu da daha büyük sorunlara sebep olur. Örneğin insanlar sokaklarda kolayca birbirlerine saldırabilirler. Birden öfkelenip patlayabilirler. Nitekim geçtiğimiz günlerde yaşanan taraftar tartışmasını bıçaklı kavgaya dönüşmesi ve sonunda ölenlerin olması bunun bir örneğidir. Ya da üniversite öğrencilerinin farklı görüşler nedeniyle kavga etmesi de bunun bir örneğidir. Ama güven olursa durum değişir. Güvenin olduğu yerde sevgi de  olur. İnsanlara değer verildiğinde ve bu karşı tarafa hissettirildiğinde, karşılıklı şefkat ve affedicilik yaşandığında, sevgi de gelişir.

14 Ekim 2013 Pazartesi

BAYRAM DEMEK...

-Bayram sevdiklerinle birlikte olmak demektir.
-Bayram herşeyin en güzelini sunmak demektir.
-Bayram paylaşmak demektir.
-Bayram kardeşlik demektir.
-Bayram saygı ve sevgiyi en üst seviyede göstermek demektir.
-Bayram herkesin bir diğerini kendisinden daha çok düşünmesi demektir.

Bütün bunlar için sadece bayram olmasına gerek yok.


Her günün bayram sevinciyle, bayramlardaki kardeşlik, fedakarlık ruhuyla yaşanmasını sağlamak bizim elimizde.

Gelin bayramlardaki güzel ruh halini her an yaşamaya niyet edelim ve kardeşliğin, fedakarlığın, tevazunun güzelliğini, ruh rahatlığını herkese anlatalım.

Allah herkese huzurlu, kavgadan, kargaşadan uzak, sevgi dolu ve her anı hayırlı bir bayram nasip etsin inşaAllah.






13 Ekim 2013 Pazar

İntiharların artışına çözüm (Yeni Ufuklar radyo programı)

İyiler yardımlaşmazsa kötülerin zulmü son bulmaz

Tüm iyi hasletlerini kaybetmiş, acıma hissini tamamen yitirmiş, milli ve manevi değerlerini hiçe sayan, hatta alay konusu edinen insanlar, zulüm ve kötülükte hiçbir sakınca görmezler. Bu kişilerin zalimliklerine son verilmesi için en önemli konu iyi yürekli, vicdan sahibi kişilerin ittifak ederek, yeryüzünde kötülüğün yerine iyiliğin ve güzelliğin yaygınlaşması için çalışmalarıdır.
Bu Allah’ın Kuran’da bildirdiği bir gerçektir. Bir ayette eğer müminler birbirlerine yardım etmezlerse yeryüzünde kargaşa çıkacağı şöyle haber verilir:

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)


12 Ekim 2013 Cumartesi

Bir Tavsiye...

Sıkıntıdan ne yapacağını bilemeyen, garip mesajlar yazan, amaçsızca insanları kendince eleştiren Her kişiye tavsiyem: Bırakın kendinizle uğraşmayı, kendi küçük dünyanızda yaşamayı, biraz dünyaya bakın, insanların yoksulluğunu, çektikleri sıkıntıları ve acıları görün ve sahip olduğunuz nimetlerin hepsinin aslında ne kadar güzel olduğunu düşünün.

Her yerde böylesine acı, yoksulluk, kavga, savaşlar ve nefret hakimken bunu artırmaya çalışmanın alemi yok, artık sevgiyi artırmanın zamanı.


Artık Her fırsatta kardeşliği anlatmanın, Her fırsatta birliğin önemini hatırlatmanın zamanı. Nefretin hiç kimseye bir faydası yok, şu ana kadar olmadı bundan sonra olmaz da.

Negatif insan karakteri - Yeni Ufuklar radyo programı

Bebekler bunları yaşamamalı

Her gün gazetelerde çok fazla adli vaka ya da toplumsal olay yer alıyor ki bunlar çoğu zaman okunup düşünülmeden üzerinden geçiliyor, çoğu zaman da birkaç yorum ile geçiştiriliyor. Aslında temeline indiğimizde hepsinin ortak bir sorundan, din ahlakının yaşanmamasından kaynaklandığını görüyoruz. Bu gerçeği dile getirdiğimizde bazı kişiler bize itiraz edebiliyor, “herşeyi dine bağlamak zorunda mısınız” gibi bir mantıkla karşı çıkmaya çalışabiliyorlar. Bu kişilere verilecek tek cevabımız var:

“Evet”.

Toplumsal her sorunu din ahlakı ile çözebiliriz, kişisel sorunları din ahlakı ile çözebiliriz, ekonomik sorunları din ahlakı ile çözebiliriz, ülkeler arasındaki sorunları da din ahlakı tam uygulansa rahatlıkla halledebiliriz. Size gazetelerden bir örnek vermek istiyorum:

1 Ekim 2013 Salı

Dua Edelim...

Allah'ım bana ve kardeşlerime, Kuran'ı hakkıyla anlamayı nasip et. Hakkıyla Kuran ahlakını yaşamayı bize nasip et.

Bize verdiğin nimetlerin her an farkında olmayı, zorlukları güzellik görmeyi nasip et.

Ey kalpleri tesbit eden Rabbimiz ! Kalplerimizi dinin üzerine tesbit et.

Rabbim bana dokuz şey emretti:
-Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı,
-öfke ve rıza halinde de adaletli söz söylememi,
-fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamı,
-benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmamı,
-beni mahrum edene de vermemi,
-bana zulmedeni affetmemi,
-susma halimin tefekkür olmasını,
-konuşma halimin zikir olmasını,
-bakışımın ibret olmasını,
-marufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi.

Twitter’da alışılmadık bir mesajın düşündürdükleri

Geçtiğimiz günlerde twitterda bir gazeteci dostumun gönderdiği ve benim için de bu anlamda bir dönüm noktası olan bir mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum:

İnna Lillah @........ Hanım, annesi ve oğlu elim bir trafik kazası neticesinde rahmete kavuşmuşlardır. Lillahil Fatiha

Bu kısa mesajda bahsedilen şahıs benim de takip ettiğim kişilerden biriydi. Öncelikle ailesine ve kendisine Allah rahmet etsin ve mekanları cennet olsun inşaAllah.

Twitter arkadaşımın vefatından 1-2 gün önceki paylaşımlarına baktım; kahvaltı yapmaktan, işinin kendisini beklediğinden bahsetmişti. Muhtemelen bu yazıları paylaşırken aklında ölüm hiç yoktu, hatta 1-2 gün sonra kendisinin öleceği hiç mi hiç aklına gelmemişti. O seyahate çıkarken, arabaya binerken de muhtemelen bir kaza olabileceğini ve ölümü düşünmemişti.

Vefat haberi tweetini gördüğüm andan itibaren, yaptığım hemen her şeyde bu konu aklıma geliyor ve düşünüyorum: Yaptığım her iş “son” olabilir:

-Radyo programları hazırlıyorum, bu haftaki son programım olabilir.

-Twitterda son 140 kelimemi kullanmış, facebookta, son mesajımı yazmış, instagrama son resmimi yüklemiş olabilirim.

-Söylediğim her söz sonuncusu olabilir.

-Beğenmediğimi ifade ettiğim bir yemek son yemeğim olabilir.

-Gazetelere gönderdiğim her makale son makalem olabilir.

-Haftasonu planlarımı gerçekleştiremeyebilirim örneğin günü belirlenmiş o konferansa gidemeyebilirim.

ŞEVK VE NEŞE (YENİ UFUKLAR PROGRAMINDAN)