15 Ekim 2013 Salı

MÜSLÜMANLARLA UĞRAŞMAYI BIRAKIN

EMİNE DENİZ TANIK'ın yazısı

www.haber2000.com
Sevgiyle ilgili birçok yazı okuyor olabilirsiniz ancak gerektiği gibi sevginin insanlar üzerindeki olumlu etkisini, sevgiyi yaşamanın, herkese Allah’ın tecellisi olarak sevgi duymanın önemini ve sevginin nasıl artırılacağını tam düşünmemiş olabilirsiniz.
Oysa insanların birbirini sevmemesi, birbirine güvenmemesi yani hüsn-ü zanla değil de sui zanla yaklaşması günümüzün en büyük sorunlarından birisidir. Güven olmadığında insanlar çekinir, tedirgin olur, birbirlerini tehdit olarak görürler. Tehlikeli gördükleri kişilere de tabi ki rahat davranamazlar. Bunun sonucunda gerginlik oluşur ki bu da daha büyük sorunlara sebep olur. Örneğin insanlar sokaklarda kolayca birbirlerine saldırabilirler. Birden öfkelenip patlayabilirler. Nitekim geçtiğimiz günlerde yaşanan taraftar tartışmasını bıçaklı kavgaya dönüşmesi ve sonunda ölenlerin olması bunun bir örneğidir. Ya da üniversite öğrencilerinin farklı görüşler nedeniyle kavga etmesi de bunun bir örneğidir. Ama güven olursa durum değişir. Güvenin olduğu yerde sevgi de  olur. İnsanlara değer verildiğinde ve bu karşı tarafa hissettirildiğinde, karşılıklı şefkat ve affedicilik yaşandığında, sevgi de gelişir.

Peygamber Efendimiz (sav) bunun önemini müslümanlara verdiği öğütlerle şöyle hatırlatmıştır:
“Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (Müslim İhya’u Ulum’id-Din Huccetü’l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.407)
“Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (Müslim İhya’u Ulum’id-Din Huccetü’l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.407)
Allah Kuran ayetlerinde de iyilikle kötülüğün bir olmadığını, güzel söz söylemenin etkisini haber vererek, konulara sevgiyle, kardeşlikle yaklaşmanın önemini bize bildirmiştir.
Fussilet Suresi, 34- İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.
Fatır Suresi, 10- Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli bir azap vardır. Onların tasarladıkları 'boşa çıkıp bozulur'.
Nisa Suresi, 148- Allah, zulme uğrayanlar dışında, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Allah işitendir, bilendir.
Ayetler bu kadar açık iken bazı kardeşlerimiz, Allah yolunda varıyla yoğuyla gayret ettiği çok açık ortada olan, çalışmalarından güzel sonuçlar alan insanları yargılamak, onları kendilerince irdelemek ve sui zan ederek eleştirmek için çalışabilmektedirler. Elbette ki yanlış olduğu düşünülen yönler dile getirilir, saygı çerçevesinde her türlü eleştiri yapılabilir ve Allah’ın ayette bildirdiği emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker yani iyiliği emredip, kötülükten men etme hükmü yerine getirilmelidir. Ancak bu ibadet kardeşlikle, sevgiyle, güzel söz ile yapılmalıdır. 
Yapılması gereken, Allah'ın adını anmaya, Allah rızası için çalışmaya güç harcanması, müminlerin bunun için teşvik edilmesidir. Ancak ajitasyon ve demogoji kimseye hiçbir şey kazandırmaz, sadece ve sadece vakit kaybıdır, zan ile harekettir, tesanüde zarar verir. 
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı, gidin her fırsatta iman hakikatlerini anlatın, 
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı, bir ayet ezberleyip, kendinizde bu ayet nasıl  tecelli ediyor diye düşünün.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı Kuran mucizelerini öğrenip, anlatın.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı gidin bir yetimi, fakiri sevindirin. 
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı, İslam birliğini, müminlerin kardeşliğini nasıl sağlarım diye çalışın.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı radyolarda, televizyonlarda nasıl olur da Allah'ın ayetlerini anlatırız diye çaba gösterin.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı Bediüzzaman'ın sözlerini yaygınlaştırın.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı twitterda, facebookta 2 satır sevgi sözcüğü paylaşın.
-Bırakın Müslümanlarla uğraşmayı da vaktinizi hayır ile güzellik ile, sevgi ve barış için çalışarak geçirin.
Bu ayeti çok yönlü düşünün ve hikmetlerini anlamaya çalışın. Müslümanları kendinizce gruplara ayırmaya, “şu iyidir, bu kötüdür” gibi Kuran’a dayanmayan nitelendirmeye çalışmayın inşaAllah:
Nisa Suresi, 94- Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız zaman gerekli araştırmayı yapın ve size selam verene, dünya hayatının
geçiciliğine istekli çıkarak: "Sen mü'min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet, Allah Katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. 
Herkesin samimi bir şekilde İslam’ı yaşayabilmesi için Allah’ın hüküm ve emirlerini kendi kişisel vicdani kanatiyle kabul etmesi ve uygulaması çok önemlidir. Dolayısıyla bize düşen sadece anlatmaktır. Bu konu İslam’ın temelidir ve aşağıdaki ayetle açıklanır:
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)
Allah’ın ayette bildirdiği hüküm nettir. Hiç kimse İslam ahlakına göre yaşamaya zorlanamaz. İman edenlerin sorumluluğu insanlara Allah’ın varlığını ve Kuran ahlakını anlatmaktır. Bu yükümlülüğü yerine getirmek isteyen Müslümanlar, diğer insanların hidayetine vesile olmak için her fırsatta İslam’ı anlatırlar, Allah’ı hatırlatacak konuşmalar yaparlar. Bu, sabahları “Merhaba” demek yerine “Allah hayırlı günler versin” diyerek olabilir, ümitsizliğe kapılmış birisine kaderin güzelliğini hatırlatarak olabilir, bir çocuğu severken “maşaAllah, Allah ne güzel yaratmış” diyerek olabilir. 
İman edenler, Allah’ın “iyiliği emret, kötülükten sakındır” hükmünü yerine getirir ve insanları Allah’ın yoluna tüm samimiyetleriyle çağırırlar. Ancak bu sorumluluğu yerine getirirken hiçbir şekilde, hiç kimsyei zorlamaz, insanları hidayete erdirecek olanın sadece Allah olduğunu bilirler.