17 Haziran 2014 Salı

İDEAL OLANIN YAŞANABİLİRLİĞİ

Herkes bilir, bir ideal olan vardır yani talep edilen, özlenen, gıpta edilen ve istenen,bir de yaşanan…

Her konuda idealler vardır, güzellikte, sevgide, pratiklikte, akılda, çözüm üretme gücünde, şefkatte, fedakarlıkta, hoşgörüde, sabırda, güzel ahlakta…

İdeal olan güzeldir, herkes tarafından istenir.

Bazı kişiler ideal olanın yaşanmasının zor olduğunu düşünürler ki bu büyük bir yanılgıdır ve bu yanılgıyla hayatını şekillendiren kişiler kayba uğrarlar.


Manevi konularda ideal olana ulaşmak için gereken sadece imandır.

İnananlar olarak bizlerin ulaşmaya çalıştığı ideal ahlakise Allah'ın Kuran'da bildirdiğidir.

İmana tam olarak niyet ettiyseniz ve kalbinize tam yerleştirdiyseniz,ideale ulaşmakta yolunuza çıkan tüm engelleri yenebilirsiniz. Örneğin öfkeleneceğiniz bir ortam oluşur ancak “Öfkelerini yenerler (Al-i İmran Suresi, 134)” ayetini biliyorsanız bunu yenmeniz gerektiğinide bilirsiniz ve öfkeyi yok edebilirsiniz.

Canınızı sıkacak, hoşunuza gitmeyen olaylar olabilir ancak siz “Allah sabredenleri sever (Al-i İmran Suresi, 146)” ayetini aklınıza getirir ve sabır ibadetinin vakti geldi diyerek sabredebilirsiniz.

Nasıl ki namaz vakti geldiğinde kılmanız gerektiğini bilip o ibadeti yapıyorsanız diğer konular da aynı şekilde ibadettir.

Namaz ile sabrı ayrı tutamazsınız ya da kıskançlığı, öfkeyi yenmeyi oruçtan farklı düşünemezsiniz.

Birisi size doğruyu hatırlattığında, hak olana çağırdığında hatanızda ısrarcı olmazsınız. Çünkü, “Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.(Al-i İmran Suresi, 135)”ayeti aklınıza gelir ve hemen uygularsınız.

Bütün bunları yaparken ve ideal olana ulaşmaya çalışırken hata da yapabilirsiniz tabi ki..

Bizler insanız ve aciziz. Unutabiliriz, yanılabiliriz ancak böyle durumlarda hüzne kapılmaz, ümitsizlik batağına düşmez, hemen ayeti hatırlayıp Allah’tan bağışlanma diler ve iyi olana, doğruya, hakka yöneliriz.

Bu da bir ibadettir ve bu da bizim için ideal olan tavırlardan biridir.

Bazı insanlar buna şöyle itirazlar getirebilmektedirler:

-Madem o kadar kolaysa, bu güzel ahlakı yaşayan bir örnek ülke neden yok?

-Neden müslüman ülkelerde insanlar mutlu değil?

-Neden bütün sıkıntılar müslüman ülkelerde yaşanıyor?

Yazdıklarımı, anlattığım güzel özellikleri yani Kuran ahlakını her ferdiyle yaşayan bir ülke belki şu an için yok ama bunu yaşayan insanlar var.

Ülkemizde Allah için gayret eden, Allah için çalışan, vakitlerini Allah’a adamış insanlar var.

Bu insanları halkımızın içinde görmek de mümkün, politikacılarımızda, sanatçılarımızda ve gazetecilerimizde de görmek mümkün. Duamız sayımızın artması.

Bu insanlar sorunların üstesinden imanla geliyorlar, zorlukları ve sıkıntıları Allah sevgisi ve Allah korkusu ile aşıyorlar.

Ölümün her an kapımızda olduğunu unutmadan, her anımızı, her saniyemizi iyi değerlendirmekle yükümlü olduğumuzu bilerek gayret ediyorlar.

Hristiyan, Musevi, inançlı-inançsız, Şii-Sünni, Türk-Kürt ayrımı yapmadan kardeşlik için çalışıyorlar.

Bizim üzerimize düşen bu güzel insanların sayısının artması için İslam ahlakının güzelliğini, sevgi temelli bir din olduğunu, bağışlayıcı, kardeşliği teşvik eden yönünü, sevginin yaşanabilirliğini her imkanda anlatmak ve hayatımızla da örnek olarak göstermektir.

Yolda kalmış birine yapacağınız yardım, bir fakire ulaştırdığınız fazla yiyecekler veyaeşyalar, kızmak yerine söyleyeceğiniz güzel bir söz ve bunlar gibi güzel ahlak örneklerinde kararlı olmanız, bu ahlakın yaşanabilirliğini tereddütte olan kişilere de gösterecektir.

Unutmayın ki başkalarının aksini yapması ve güzel ahlakı yaşamaması bizim için bir mazeret değildir. Çünkü Allah Maide Suresinde şöyle bildirmiştir:

Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir. (Maide Suresi, 105)


Emine Deniz TANIK