23 Eylül 2013 Pazartesi

Toplumsal Sorunlar Din Ahlakının Yaşanmasıyla Çözülür

Din ahlakı hiçbir katıp karıştırma olmadan, samimi olarak Kuran’da tarif edildiği şekilde yaşandığında dünya bir nevi cennet ortamına dönüşür. İnsanların asırlardır özlemini duydukları, ulaşmak için gayret ettikleri fakat çok uzak gördükleri toplumsal saadetin gerçekleşmemesi için hiçbir neden kalmaz. Aşağıdaki ayette, Allah’ın insanlara bildirdiği ahlaki ölçüler çok açık olarak yer almaktadır:



“Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.” (Nahl Suresi, 90)

Kuran’ın bu ve benzeri ayetlerindeki hükümleri bilen Müslümanların bu sınırların dışına çıkması mümkün değildir. Bu nedenle inanmış insanlardan oluşan bir toplumda ahlaksızlıkların yaşanmasına imkan olmaz.

Elbette insan hata yapmaya müsait bir yapıya sahiptir ve istisna olarak kişilerden kaynaklanan olumsuzluklar görülebilir. Fakat her türlü yanlış tavrın, Kuran’ın hükümleriyle ve Müslümanların şefkatli yaklaşımıyla üstesinden gelinmesi kolay olacaktır. Din ahlakından uzak toplumlarda olduğu gibi ahlaksızlıkların teşvik görmesi, yaygınlaşması ve buna karşı duyarsızlaşılması söz konusu dahi olmayacaktır. Çünkü gerçek Müslümanların en önemli özelliklerinden biri, Kuran’da sıkça bildirildiği gibi, birbirlerine iyiliği emredip, kötülükten men etmeleridir. Allah Kuran’da, din ahlakını yaşayan insanlardan meydana gelen bir toplumun özelliklerini şöyle bildirir:

“Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam’a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah’a iman edersiniz…” (Al-i İmran Suresi, 110)

Kuşkusuz böyle bir toplumun ahlaki yönden din ahlakını yaşamayan toplumlara göre ne derece üstün ve seçkin olacağı son derece açıktır.