27 Kasım 2013 Çarşamba

DÜNYAYI NASIL MI KULLANACAĞIZ?

Sabah kalktığınız andan itibaren herşey size dünya hayatının hep var olacağı gibi bir telkin verir ve ölümün yakınlığını, her an yaşamınızın biteceğini unutturabilecek vesileler karşınıza çıkar.
Kalkar kalkmaz planlar yapmaya başlarsınız, kahvaltıda neler yenecek, işe-okula nasıl gidilecek, arkadaşlarla nerede-nasıl buluşulacak, öğle yemeği-akşam yemeği neler olacak? Yaz gelince neler yapılacak, iş yerindeki sunumda neler anlatılacak, çocuklarınızın okulu ne olacak, sınav için hangi konulara çalışılacak vs. vs….

Bütün bu planlar, bütün bu ihtimaller gün boyunca insanın kafasını hiç durmadan meşgul eder, bunlar yapılırken de hep sebepler vardır, hep neden-sonuç ilişkilerine göre düşünülür. Eğer bir insan imanlı ve Kuran’dan haberdar ise günlük olaylar onun için farklı gelişir. Çünkü Allah Kuran’da bize dünya hayatıyla ilgili olarak bir sır, bilinmeyen bir bilgi vermiştir. Dünyanın dıştan görüneni yani zahiri ile dünya hayatı hakkındaki asıl gerçek birbirinden çok farklıdır.
Dünyanın dıştan görünenine bakarsanız aldanabilirsiniz çünkü dünya insana kendini sevdirecek gibi yaratılmıştır. Son derece süslü görünür, hiç bitmeyecek gibi gelir. Ancak akıllı ve imanlı bir insan dünyadaki herşeyin aslında ilk anda görünenden farklı olduğunu ve herşeyin özel olarak var edildiğini hemen kavrar ve hayatını buna göre şekillendirir.
Dünya hayatı geçicidir ve bu gerçeği unutmadan yaşayıp, buna aldanmamak için akıl kullanmak, akıl kullanabilmek için de imanlı olmak lazımdır.
Dünya her insan için farklı bir zaman dilimi ve farklı bir kader ile belirlenmiş eğitim ve imtihan yeridir. Herkes için farklı bir senaryo yaratılmıştır ve buna göre insan aslında neyi nasıl yapacağını öğrenerek, ahiret hayatına hazırlık yapar.
Şu ana kadar gelmiş-geçmiş, şu anda yaşayan ve bundan sonra yaşayacak olan tüm insanları, tüm varlıkları yaratan Allah dünyayı da bir amaç ile yaratmıştır ve başıboş bırakmamıştır. Hehr hücremizi yaratan, bizi konuşturan, bizim için gözler yaratan, bize duyma imkanı veren Güç bizi niye başıboş bıraksın?
Dünyada var edilen her şeyin bir amacı vardır, örneğin bir tabağın ya da bir bardağın amacı vardır, arabaların, evlerin, asansörlerin bir amacı vardır. Televizyonun, kitabın, derginin bir amacı vardır. Kısacası her şeyin bir amacı vardır, dolayısıyla insanın yaratılmasının da bir amacı vardır.
Allah insanın amacının ne olduğunu bize Kuran’la bildirmiştir.
Aslında insan fıtraten dini anlayacak ve bilecek kapasitededir. Vicdanını örtmeyen her insan, Allah’ın Bir olduğunu ve bizi yarattığını kavrar ancak detayları bilemeyebilir. Dünyayı nasıl kullanması gerektiğini anlayamayabilir. Detayları bilmek için de bu dünyayı bütün ihtişamıyla yaratan Rabbimiz bize dünyanın nasıl kullanılacağına dair bir Kitap indirmiştir. Kuran’da Allah dünyayı tam olarak nasıl kullanabileceğimizi bize göstermiştir.
Kuran’da Allah’a nasıl dua edeceğimiz, Rabbimizi nasıl anacağımız, ibadetleri nasıl yerine getireceğimiz, güzel ahlakın nasıl olması gerektiği, ne tür bir ahlaktan sakınacağımız bize bildirilmiştir.
İnsanın dünyaya gelişinin ve kendisine verilmiş olan sürenin amacı Yüce Allah’a kul olmasıdır. Allah Kuran’da şöyle bildirmektedir:
“Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi, 56)
Kuran bir hidayet rehberi, bir nur ve yol göstericidir. Din güzel ahlaktır, sevgidir. Sevgiyi coşkuyla yaşamaktır. İnsanları sevmektir, Allah’ın yarattıklarına karşı derin muhabbettir. Dolayısıyla dünya hayatı da sadece günlük ihtiyaçların karşılanacağı, öylesine yaşanılacak bir mekan değildir. Dünya hayatı, sonsuz ahiret hayatımız için bir geçiş sürecidir, ahiret için bir hazırlık vesilesidir ve bu nedenle her anı çok iyi değerlendirilmelidir.

Emine Deniz TANIK