10 Ocak 2014 Cuma

Doğruyu Nasıl Ayırt Edebilirsiniz?

Geçtiğimiz günlerde bir makale okumuştum, “İnsanların Dediği gibi Değil, Allah’ın Dediği Gibi Din” başlığını taşıyordu. Kendi yanlış mantıklarını kullanarak hareket eden ve bunu din gibi gösteren bazı insanların içinde bulundukları yanılgılar anlatılmıştı.

 Kendi istekleri dışında olaylar geliştiğinde fevri hareket edebilen, çıkarlarından başka bir şeyi düşünemez hale gelmiş, sevgisiz, kibirli, insaniyetsiz insanların yüzeysel yaşamlarından örnekler veren bu makaleyi okuduğumda Allah korkusunun ne kadar önemli olduğuna bir kere daha kanaat getirdim.


 Allah korkusu biz iman edenler için belirleyici ve teşvik edicidir. Daha iyiye, daha güzel olana ulaşmamızda bir vesiledir. Allah sevgisinden, Allah’a teslimiyetten kaynaklanan bir güzelliktir. Bizler inananlar olarak Allah’tan gereği gibi korkmayı isteriz, her hareketimizde bu korkuyu hisseder ve güzel olana yöneliriz ancak bu, bazı kişilerin bildiği tarzda yani dünyevi etkenlerden kaynaklanan bir korku değildir.

 Allah’tan korkmak denilince bazı insanlar bunu yanlış anlayabiliyorlar. Bu, müthiş bir sevgiden, derin bir aşktan kaynaklanan, deli aşığın sevdiğini incitmemek istememekteki korkusu gibidir, Allah’ın hoşnutluğundan mahrum kalmamak için, Allah’a aşkını ifade edebilmek için duyulan bir korkudur.

 Çıkarları ile çatışsa da hep sevdiğinden yana düşünmeyi sağlayan bir korkudur ve kişinin daha fedakar, cömert, hep pozitif olmasına vesiledir. Dünyevi korkular ise acı kaynağı olabilir. Örneğin gelecek korkusu bazı insanları kötüye yöneltebilir ya da kınama korkusu kişiyi yalana yöneltip, kişinin kendisini maddi manevi tehlikeye atmasına sebep olabilir.

 Allah korkusu ise insanın aklını açar, vicdanını tam kullanmasına vesile olur, bizi kesin doğru olana yöneltir, bu korku insana doğruyu yanlıştan ayırt etme özelliğini kazandırır ki bu gerçek de bize Kuran’da bildirilmiştir:

"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29)

Biz inananlar Allah’a olan derin sevgimiz nedeniyle O’nun razı olmayacağı bir tavır içinde olmaktan sakınırız. Allah'’ın bizden hoşnut olmama ihtimalini düşünmek bile bizim için kötülüklerden kaçınmaya bir vesiledir, gayretimizi artıran bir kaynaktır
.
 Bir insanın, “ben Allah’ı seviyorum” demesi yeterli değildir, aynı zamanda Allah’tan korkulması da gerekir. “Allah korkusu olmadan, Allah’ı sevdiğim için iyi ahlaklı da olabilirim” diyen kişi Kuran’ı tam anlamamış demektir.

Allah Kendisi’nden korkulması gerektiğini Kuran’da birçok ayetle bize bildirmişken aksinin iddia edilmesi elbette ki anlamsızdır.

  Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah'tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Haşr Suresi, 18) 

... Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir. (Bakara Suresi, 233) Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; … (Maide Suresi, 35) 

Ayetlerden de açıkça anlaşıldığı gibi Allah’tan korkmak, 5 vakit namaz gibi, oruç gibi bir farzdır. Allah’ın emri olduğu için Allah’tan korkarız, daha güzele, daha iyiye bu şekilde yöneliriz.

 Ancak böyle bir korku insanda mükemmel bir ahlaka vesile olur. Allah korkusu olan bir insan Allah’ın bütün emirlerine doğal olarak titiz olur.

 Yalan söylemez, kibir yapmaz, gurur yapmaz, vefasızlık yapmaz, kıskanç olmaz. Bencillikten ve egoistlikten kaçınır, haset etmekten imtina eder, üzüntüden sakınır. Allah'tan korkanda enaniyet olmaz, böyle bir kişi sevecen ve dürüst olur.

  Allah korkusu insanın ölümlü ve aciz bir varlık olduğunu anlamasına dolayısıyla alçakgönüllü olmasına, gururdan uzak durmasına da vesiledir. Bütün bunlar insanın üzerindeki negatif etkileri ortadan kaldıran, güzelliği, sevgiyi sağlayan davranışlardır.

 Bu güzel özellikler sevginin ve güvenin de temelini oluşturur. Unutmayalım ki çıkarları ile çatışsa bile yumuşak davranabilen, kendini değil başkalarını ön plana alabilen, affetmeyi bilen, sorunları sevgiyle çözen kişilerden oluşan bir toplumda olumsuzluklar da azalacak, huzuru bozan davranışlar ortadan kalkacaktır. Bunu sağlamak elimizde, önce kendimizden başlayalım ve her hareketimizde Allah korkusu ile davranmaya niyet edelim, sonra da çevremizdekilere bunun güzelliğini anlatalım.

 Deniz Tanık